Bursa dünyanın 100 önemli sanayi kenti arasında

Bursa dünyanın 100 önemli sanayi kenti arasında  Avrupalı yatırımcı nasıl sonuç alacağını görmek için önce araştırma yaptırıyor. Almanya`da yapılan bir araştırma Bursa`yı “Türkiye`de 1 numara, dünyanın da en önemli 100 sanayi kenti arasında” gösterdi…

Habere dün Hürriyet gazetesinin iç sayfalarında rastladık. Reka Gayrimenkul Geliştirme Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Karthal ile yapılmış bir söyleşi aktarılıyordu.

Haberdeki bilgilere göre…

Ayşe Karthal önce Türkiye’de Alman şirketlerine danışmanlık yapmış. Sonra evlenip Frankfurt’a yerleşmiş,. Gayrimenkul sektöründe çok zorlu projelerde büyük başarılar elde etmiş.

2005’ten itibaren Avrupalı fonları Türkiye’de doğru gayrimenkul yatırımlarına çekmek için kolları sıvamış.

İlk projesi de…

Orhaneli Kavşağı’nın köşesinde, 20 yıl önce Nilüfer Belediye Sarayı olarak başlanan, ama yarım kalan inşaat olmuş.

Yani…

Bursa Nilpark’ın yatırım danışmanlığını yapmış.

Batı Avrupa fonları için araştırma yaparken Bursa’yı tercih etme nedenini şöyle açıklıyor:

“Samsun’dan yola çıktım ve 8 ay boyunca bir çok şehri gezdik. Sonuçta Bursa ideal yatırım yeri çıktı. Bizim için bir şehirdeki işgücünün niteliği, sanayinin durumu, satın alma gücü ve iç pazar potansiyeli çok önemliydi.”

Sonra da, çok önemli bir araştırmanın sonucunu açıklıyor:

“Almanya’dan bir kuruluşun araştırmasına göre Bursa dünyadaki 100 önemli sanayi kentinden biri çıktı. Bu 100 içinde de bazı kriterlere göre çok yukarılardaydı. Türkiye’de bir numara çıktı.”

Şurası bir gerçek…

Yabancı yatırımcılar gelmeden önce çok özel piyasa araştırmaları yapıyorlar. Dünyanın sayılı market gruplarının peş peşe Bursa’da alışveriş merkezi açmaları, yenilerinin de sırada olması tesadüf değil.

İşte…

Ayşe Karthal bu ilginin nedenini açıkladı.

Dahası…

Bursa’ya karar verdikten sonra yer araştırması sırasında Nilüfer’i cazip bulduklarını da ekliyor.

AVM’lerin gözü Filament’in yerinde

Bursa’da sanayileşme hamlesi başladığında, Yalakçayır’daki bataklık araziler Türkiye’nin ilk Organize Sanayi Bölgesi ilan edildi.

Pilot Sanayi olarak da bilinen Türkiye’nin ilk OSB’sine, o zamanki adıyla Fethiye ya da Hamitler köylerine girişlerindeki tepelerden bakanlar yalnızca Aygaz’ın dolum istasyonunu görüyorlardı.

Onu…

70’li yılların başında Sönmez Filament izledi. Böylece Bursa’da fabrika kavramı değişti.

Yıllarca Bursa’ya ve Türk tekstiline üretim yapan, binlerce işçiye istihdam sağlayan Bursa sanayiinin öncülerinden olan Filament, gelişen ve değişen koşullar nedeniyle kapandı.

Fakat…

OSB girişindeki fabrikanın yeri çok önemli bir noktada.

Önünden Bursa-Mudanya yolu ve Bursaray hattı geçiyor. Ata Bulvarı ve onu Mudanya Yolu’na bağlayan köprülü kavşağın da içinde.

Dahası…

Yalova Yolu alışveriş merkezlerine doydu. İzmir Yolu da yükünü aldı. Bursaray ulaşımı, yeni dönemde Mudanya Yolu’nu cazip kılıyor.

İşte…

Bu stratejik konumu Filament’i, Bursa’ya yatırım yapacak yeni alışveriş merkezlerinin gözdesi haline getirdi.

Kulağımıza…

Neredeyse her gün, uluslararası bir firmanın Sönmez Holding Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez’in kapısını çaldığı ve alışveriş merkezine dönüştürmek üzere Filament’i istediği haberleri geliyor.

Fakat…

Sönmez’in şu ânâ kadar isteklerin hepsini geri çevirdiğini duyuyoruz.

Çelik’in projesine Bakanlar Kurulu’ndan onay geldi, Dış Türkler Başkanlığı kuruluyor

22 Temmuz 2007 seçimlerine Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili olarak giren Faruk Çelik, seçimlerden sonra kurulan hükümette Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak yer aldı.

Aslında…

Bu bakanlığa getirilmesi sürprizdi. Biraz da bunun etkisiyle kimileri “Başbakan Faruk Çelik’i gözden çıkardı, hata yapması için bu zor bakanlığı verdi” dediler.

Kimileri için “yorum” olan bu sözler, kimilerinde ise “ayağının takılması beklentisine” dönüştü.

Fakat…

Çelik inanılmaz bir tempoyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokrasisine de prosedürüne de hakim oldu.

Öyle ki…

Yine kimilerinin takılmasını beklediği Sosyal Güvenlik Reformu’nu sorunsuz olarak çıkardı. Sendika yasasını hazırladı. Devrim nitelieğinde yasa ve uygulamalara imza aattı.

Sonra…

İlk hükümet değişikliğinde Faruk Çelik’i bu kez Devlet Bakanı olarak gördük.

Hemen…

Spekülasyonlar başladı. Yoğun ve aktif bir bakanlıktan, hem de başarısını herkes kabul etmişken alınıp Diyanet ve Dış Türkler’den sorumlu daha geri planda bir bakanlığa getirilmesi, Faruk Çelik için yeniden “gözden çıkarıldı” beklentilerini körükledi.

“Atandığı bakanlığın teşkilatı yok, o nedenle etkisi de olmayacak” yorumları yapıldı.

Buna karşın…

Çelik her zamanki “işe sıkı sarılma” prensibini yine işletti ve bugüne kadar “en sessiz ve en sakin bakanlık” olarak bilinen Diyanet ile Dış Türkler’den sorumlu Devet Bakanlığı’nı, Başbakanlık binasındaki en hareketli bakanlık haline getirdi.

Alevi ve roman çalıştayları, Diyanet Yasası ile Türk dünyasına yönelik çalışan Tika’nın faaliyetleri derken Çelik şunu farketti:

“Dış Türklerle ilgili çalışma yapan bir çok kurum var. Fakat kimin ne yaptığını kimse bilmiyor. Hatta, devletin bir arşivi bile yok.”

Tespitin ardından kolları harekete geçti ve Dış Türkler Başkanlığı kuruluş ve teşkilatlanmasını hazırladı. Bakanlar Kurulu da pazartesi günü yaptığı toplantıda bunu kabul etti.

Kısacası…

Diyanet İşleri Başkanlığı özerk çalıştığı için Çelik’in zorunlu olarak biraz uzak kaldığı Diyanet’in yanında

artık bir de doğrudan bağlı Dış Türkler Başkanlığı var.

Yani…

Çelik döneminde Devlet Bakanlığı, teşkilatı olan bakanıklar arasına girdi.

Bu da…

Genel anlamda “siyasi gücün tezahürü” kabul ediliyor.

Nurullah Ercan’dan şaşırtan ilan, sürpriz vaadler

Mustafakemalpaşa’daki maden faciasından sonra 8 gün hiç ortalıkta görünmeyen, geçen hafta Savcılığa giderek ifade veren maden sahibi Nurullah Ercan’ın dün kimi yaygın gazetelerde yarım sayfa ilanı yayınlandı.

İlanda…

Hiç bir yere kaçmadığını, kazayı duyar duymaz Mustafakemalpaşa’ya hareket ettiğini, ancak rahatsızlanınca yoldan Ankara’ya dönmek zorunda kaldığını anlatan Ercan, 14 Aralık günü kazanın olduğu ocağa geldiğini, ancak yeniden fenalaştığı için madenin önünden Ankara’ya döndüğünü iddia ediyor.

İddialarının dışında…

Kazada yaşamlarını yitiren madencilerin ailelerine 15’er bin lira tazminat vereceğini açıklıyor. Ayrıca, çocuklarını da okutma sözü veriyor.

Maden-İş’in MHP Bursa Milletveakili Necati Özensoy’a gönderdiği mektupta, diğer madenlerinde işçi haklarını vermeyip içi boş şirketler bıraktığı iddia edilen Ercan umarız bu sözlerini tutar.

Şoförler yarışıyor ama yolda değil!

Şoförler ve Otomobilciler Odası’nın 7 Ocak 2010’da kongresi var.

Gördüğümüz kadarıyla, Oda kongresinde ilk kez rekor sayıda aday çıktı. Üstelik adayların yalnızca ikisi dışarıdan, diğer 7 aday yönetim kurulunun içinden.

Bu da bir başka ilk.

Gerçi…

Başlangıçta aday sayısı 11’di ama, gelişen süreçte 9’a indi. Bu 9 aday, iki hafta kala seçilebilmek için önce kendilerini tanıtmaya çalışıyorlar.

Dün Olay Medya’da adaylardan üçü ziyarete geldi.

Öğle saatlerinde Efrahim Tetik grup arkadaşlarıyla birlikte konuğumuz oldu ve Şoförler Odası ile ilgili projelerini anlattı.

Akşam saatlerinde bu kez Ahmet Çakır uğradı ve broşürünü bıraktı. Yine akşam saatlerinde sevgili Cevat Önge’den, çalışma ekibinde görev aldığı Nevzat Ünlü’nün de Olay Medya’yı ziyaret ettiğini öğrendik.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 23-12-2009