Ekonominin uluslararası bağları ve Türkiye-AB ilişkisi Amerika banka ve şirket kurtarırken, Arap sermayesi olan bir finans devine yardım etmedi.

Ekonominin uluslararası bağları ve Türkiye-AB ilişkisi  Amerika banka ve şirket kurtarırken, Arap sermayesi olan bir finans devine yardım etmedi. O Dubai`yi batırdı. Dün Yunanistan borsası çakıldı. Yunanistan şimdi AB`ye güveniyor. Ya AB`nin bize bakışı?..

Ekonominin inceliklerini bilen bir uzman ya da analist değiliz. Ama herkesin gözü önünde yaşanan bazı gelişmeleri peş peşe sıraladığımızda ortaya çıkan tabloyu da görebiliyoruz.

Örneğin…

Yılın başında Amerika ekonomik krize karşı önlemler alırken bazı bankalar ile bazı büyük şirketleri milyarlarca dolar aktararak kurtarmaya çalıştı.

O süreçte yalnızca bir finans kuruluşuna destek vermedi. Çünkü burada Amerikan değil, Arap sermayesinin parası vardı.

O da battı.

Bunun uzantısında, bayram öncesi Dubai iflas etti ve Arap sermayesi sarsıldı.

Dün de…

Yunanistan borsası gitti. Analistler bu duruma “hızla batıyor” yorumu yaptılar.

Ortalık karışmışken Yunanistan Ekonomi Bakanı çıkıp, “Bize bir şey olmaz. Avrupa Birliği şemsiyesi altındayız, korurlar” dedi.

Geldiğimiz nokta ortada…

Yunanistan’daki borsa çöküşünün Dubai’de Arap sermayesinin batmasından sonraya rastlaması ister istemez Arap-Rum sermaye iişkilerini akla getiriyor.

Gerçi…

Tçürkiye’nin finans piyasası ekonomik krizden pek etkilenmediği için çevresinde yaşananlardan sıkıntıya girmedi, ama konu Avrupa Birliği’ne geldiğinde ister istemez bir karşılaştırma yapıyoruz.

Tüm altyapısı AB’ye yaptıran Yunanistan şimdi ekonomik kurtuluşunu da AB’ye yüklemeye çalışıyor.

Oysa…

Aynı AB, sıra Türkiye’ye geldiğinde “gözünün üstündeki kaşların kıl sayısına” kadar titizlenebiliyor.

Rusya dahil pek çok ülkenin “Neden girdik ki?” pişmanlığı yaşamaya başladığı AB için, çok istekli olmamıza karşın geldiğimiz noktada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a aynen katılıyoruz:

Almayacaklarsa bilelim.

Bilelim ki, bizler de ona göre uluslararası çizgimizi belirleyelim.

DP’de Orhan Efe Sağlık ve Çevre Başkan Yardımcısı oldu, Genel Merkez’de de oda verildi

Orhan Efe her şeyden önc Bursa’da sevilen, sayılan ve saygı duyulan bir aileden geliyor. 6 yıl Mimarlar Odası Başkanlığı yaptı. Siyaset adresi bugüne kadar yalnızca Anavatan Partisi oldu.

Geçmişte…

İl yönetim kurulu üyeliği, belediye meclisi üyeliği yaptı. Türkiye’nin ilk Yerel Gündem 21 ve Kent Konseyi Genel Sekreteri oldu, iz bıraktı.

2004’te Anavatan’ın Büyükşehir adayı oldu. Herkesin kaçtığı dönemde İl Başkanlığı sorumluluğunu üstlendi.

Son dönemde Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Seçim İşleri Başkan Yardımcısı olarak görev aldı.

Ardından…

Birleşme kurultayında, Anavatan’ın önerdiği listeden Demokrat Parti Genel İdare Kurulu’na seçildi.

Salı akşamı da bir görev daha üstlendi:

Sağlık ve Çevre İşleri Başkan Yardımcısı.

Burada…

Anavatan Partisi’nin son genel başkan yardımcılarıdan Dursun Akdemir başkanlığında çalışacak.

Üstelik…

Yeni görevi nedeniyle kendisine Genel Merkez’de bir oda tahsis edilecek.

Doğrusu…

Deneyimli, çevreye duyarlı, teknik bilgiye sahip, üretken özellikleriyle DP’ye ciddi katkılar sağlayacağına inandığımız Orhan Efe için bu bir görev tam isabet olmuş.

••••••••••

Dün…

Orhan Efe’yle İstanbul yolundayken konuştuk. Heyecanlıydı. Yeni göreviyle ilgili kafasındaki projeyi açıkladı:

“Bursa’da hemen bir alt komisyon kuracağım. Komisyonda mimar ve mühendisler, doktorlar mutllaka yer alacak.”

Devam etti:

“Sonrasında, komisyonla birlikte öncelikle ziyaretlere başlayacağız. Tüm akademik odaları, çevreyle ilgili sivil toplum örgğütlerini, insan ve çevre sağılığıyla ilgilisi olan her kurum ve kuruluşu ziyaret edeceğiz. Sorunları ve çözüm önerilerini dinleyeceğiz.”

Hemen araya girip sorduk:

“Görev Bursa’ya yönelik mi, yoksa DP’nin tüm teşkilatlarını mı kapsıyor?”

Şunu açıkladı:

“Komisyon Başkanımız Dursun Akdemir ile birlikte Bursa’yı pilot bölge kabul ettik. Burada yapacağımız çalışmaları daha sonra bölge bölge tüm Türkiye’ye yayacağız.”

Şu bilgiyi de verdi:

“Anavatan Partisi’nin genel merkez olarak kullandığı binada hafta sonu 2 ay sürecek tadilat başlayacak. Turgut Özal’ın kullandığı oda Hüsamettin Cindoruk için hazırlanacak. Tam karşısındaki ofisler birleştirilip benzeri de Genel Başkanvekili Salih Uzun için odaya dönüştürülecek.”

Şunu da ekledi:

“Tadilat sonrası bana da burada bir oda verilecek. Oda aynı zamanda Bursa’dan gelen teşkilat mensuplarının uğrayıp oturabilecekleri bir ofis olarak çalışacak.”

Dün biz bu görüşmeyi yaptıktan sonra Efe’ye, Seçim İşleri ile Yerel Yönetimler başkan yardımcılıkları da önerildi.

Teşkilatlar yılbaşına kadar birleşiyor

Demokrat Parti GİK Üyesi ve Sağlık ve Çevre Başkan Yardımcısı Orhan Efe’ye teşkilatları sorduk.

Şunu söyledi:

“Arkadaşlarımız biraz daha sabırlı olmalı.  Birleşmenin sağlıklı olması için kimseyi kırmadan dökmeden çalışılmalı.”

Ardından…

“İki partinin yönetimleri yılbaşına kadar birleştirilecek” dedi ve şunu açıkladı:

“İl ve ilçe yönetimleri, sayısı fazla olana göre denkleştirilecek. Genel Merkez’de 2 Teşkilat Başkanı ve 4 yardımcısından oluşan komisyon, böyle oluşacak yönetimlerden bir başkan adayı seçip Genel Başkan ve vekiline sunacak. Atama için Cindoruk ve Uzun yetkili.”

Büyükataman’dan eylem soruları

Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki hücresinin 17 santimetrekare daha küçüğüyle değiştirildiği gerekçesiyle başlayan gösteri ve eylemleri, Milliyetçi Hareket Partisi Bursa Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı İsmet Büyükataman soru önergesiyle Meclis’e taşıdı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cevaplandırması isteğiyle verdiği önergede Büyükataman, başta İstanbul olmak üzere Doğu ve Güneydoğu’da eylemler gerçekleştiğini anımsatıyor. Siirt, Bingil, Bitlis, Muş, Batman, Diyarbakır’da yaşamın anormalleştiğini vurgulayıp soruyor:

Bir…

“Son bir haftada terör örgütü yandaşlarının çıkardığı olaylarda kaç kişi gözaltına alındı, kaçı tutuklandı?”

İki…

“Sayın Başbakan hâlâ açılımı destekliyor mu?”

Üç…

“Destekliyorsa, Türk milletini bölünmeye doğru götürdüğünün farkında değil mi?”

Ziraat Mühendisleri’nde “el yordamı” yöntemi

Akademik odalar seçim sürecine girdi. İlk seçimi pazar günü Nilüfer’deki yeni yerleşkede Ziraat Mühendisleri Odası yapıyor.

İlhan Demiröz’ün başkanlığa yeniden aday olmadığı Oda’da iki aday var. Biri 1998’den beri yönetimlerde olan Ertuğrul Aksoy, diğeri ise Erdal Eroğlu.

Geçen hafta Demiröz ve Aksoy ziyaretimize geldiklerinde, gazetelerde okuduklarımıza dayanarak “Karşı tarafa üye listesini neden vermediklerini?” sorduk.

Demiröz de bize “Tüzük gereği listeyi kimseye veremiyoruiz. Ama Oda’da asılı. İsteyen gidip inceleyebilir” dedi.

Dün de…

Kardelen Grubu adayı Eroğlu ve yönetimi geldiklerinde konu üye listesinden açıldı.

1585 üyesi bulunan Ziraat Mühendisleri Odası’na kimin üye olduğunu ve hangi üyenin nerede olduğunu bilmeden “el yordımıyla seçim hazırlığı” yaptıklarını söyleyince, “Liste Oda’da asılışmış. Birkaç kişi gitseniz de yazıverseniz olmaz mı?” diye sorduk.

Meğer…

Oda’daki listede yalnızca adı soyadı, sicil numarası, baba adı ve doğum yeri yazıyormuş. İletişim bilgisi yokmuş. “Adres ve telefonlar bize sır ama, yönetim cep telefonlarına mesaj göndererek herkese ulaşabiliyor” dediler.

Yine de ikinci seçimine giren grubun bir altyapısı olmalıydı.

Bursa için mücadelesiyle saygı toplayan ve içten yaklaşımlarını bildiğimiz İlhan Demiröz’ün demokratik bir seçimdeki sert tutumu da şaşırtıcı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 10-12-20