Kitap gibi dosya hazırlayan CHP İl Başkanı Akdoğan’dan Büyükşehir’e sert muhalefet: Yönetemiyorlar

Yerel yönetimlerin birinci yıldönümü geldiğinde, Cumhuriyet Halk Partisi kendi iç sorunlarıyla ve kurultay hazırlıklarıyla boğuşuyordu. Muhalefet partileri birinci yıl değerlendirmesi yaparken CHP yöneticileri dikkatlerini bu yöne çevirmek zorunda kaldılar.
Her şey bittiğinde bu kez Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Bursa programı ortaya çıktı. O programı ve açılışları izlemek isteyen CHP’liler o nedenle değerlendirmelerini ikinci kez ertelediler.
Sonunda…
CHP Bursa İl Başkanı Gürhan Akdoğan bugün kitap gibi hazırlanmış bir dosyayla Bursa medyasının önüne çıktı.
Üstelik…
Açıklamalarını yaptığı masaya tek başına oturmadı.
Yanında…
CHP milletvekilleri Abdullah Özer ve Kemal Demirel ile İl Sekreteri Selim Lümalı vardı. CHP’nin Büyükşehir sınırlarındaki ilçe belediye başkanları olan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile Gemlik Belediye Başkanı Fatih Mehmet Güler de masadaydı.
Ayrıca…
CHP’nin Büyükşehir Meclisi Sözcüsü Dr. Bülent Aslanhan ile İl Genel Meclisi Grup Sözcüsü İlhan Demiröz de oradaydılar. Büyükşehir İmar Komisyonu Üyesi Osman Ayradilli teknik destek vermek için masada yarini almıştı.
Salonda, merkez ilçelerin başkanları, belediye meclis üyeleri ve yöneticiler de yerlerini almışlardı.
İşte…
Böyle bir ortamda Akdoğan ortaya gerçekten çok iyi hazırlanmış kitap gibi hazırlanmış bir dosya koydu.
33 sayfadan oluşan ve “Bursa Yerel Yöntim Değerlendirme Raporu” başlığını taşıyan bu kitap gibi dosya içeriğinde Büyükşehir’le ilgili her konu yer alıyordu.
Daha doğrusu…
Akdoğan, kitap gibi dosyasıyla “marke kent Bursa” sloganını sorguluyordu.
Dosya gerçekten çok özel bir çalışmayla hazırlanmış. Özellikle giriwş bölümünde dünyadaki modern kentlerdeki yaşamlardan yola çıkılarak Bursa’yı yönetenlere çağrılar yapılıyor ve ne yapmaları gerektiği konusunda uyarılar yer alıyor.
Yine…
Başlangıç bölümündeki “Avrupa yerleşimlerinde yaşayan kent sakinlerinin sahip oldukları haklar” bölümü aslında Büyükşehir yönetimine kent yönetme kılavuzu özelliği taşıyor.
Buna karşın…
Akdoğan sözlerine “Bu dosyada proje yok” diye başladı ve gerekçesini şöyle açıkladı:
“Çünkü, muhalefetin görevi proje hazırlamak değil.”
Bunu söylerken…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay konuşmasına Başbakan Erdoğan’ın yaptığı “Projeleri var mı onu söylesinler” açıklamasına göndermede bulunarak şu açıklamayı getirdi:
“Bilinmeli ki muhalefet kentin yaşamıyla ilgili somut değil ama soyut kavramları söyler. Proje hazırlamak iktidarların görevidir.”
Sonra da…
Büyükşehir’in son bir yılını değerlendirmeye yönelik olarak iki kelimeden oluşan tek cümleyle değerlendirme yaptı:
“Yönetemiyorlar arkadaşlar.”
Bu noktada…
Yönetilemediğini söylediği Bursa’dan ayrıntılı örnekler verdi.
Örneğin…
Bursa’da çok önemli kararların ayaküstü alındığı vurgusunu yaparken “Bir sabah kalkıp şuraya kavşak yapalım mantığıyla ile bu işler olmaz” dedi.
Kavşak konusuna girince de, dünyada katlı kavşakların kalktığını; yalnızca kentlerin girişlerinde ve otoyol bağlantılarında kullanıldığını, ama Bursa’nın dünyanın vazgieçtiği bu katlı kavşaklarla donatıldığını söyledi.
Sorguladıkları arasında Besob’un küçük sanayi sitesi de vardı, Doğanbey kentsel dönüşümünde Toki’nin kent siluetini bozan yüksek yapıları da.
O bölgede…
Bir tek gökdelene katlanırken şimdi kent siluetini kapatan gökdelenlerin dolduğunu ifade etti. Kamu arazilerine yönelik rant baskısını dile getirirken, Korupark Alışveriş Merkezi arizisinin Türkiye Kömür İşletmeleri ve Botaş’tan özelleştirilipq bugünkü konumuna nasıl geldiğine örnek verdi.
Bu noktada…
Korupark adının önünde yapılan Bursaray durağına verilmesine de itiraz etti.
Stadyum konusunun üzerinde özellikle durdu. Geçen dönem ortaya çıkan projeye müdahalelerini anımsatıp yerinde yapılmasını savundu.
Yapılan işlerin kent dinamikleriyle paylaşmadan ve kentten kaçırılarak yapıldığını öne sürdü.
Kentten kaçırılan işlerden biri gördüğü Güney Çevre Yolu’nu tam bir felaket olarak niteledi.
38 milyon lira maliyet hesabıyla başlayan Merinos’un 210 trilyona nasıl ulaştığının sorgulanıp açıklığa kavuşturulmasını istedi.
Bir adım daha atıp, hava ve deniz yolu bağlantısı olmadan, demiryoluna sahip olmadan bu kongre kültür merkezinin nasıl çalışacağını sordu. Sertliğin dozunu arttırıp, “Dünyada nasıl oloduğunu bilmiyorlarsa gelsinler ben anlatayım” dedi.
Çekirge Çocuk Hastanesi’nin residanslar yapmak üzere Toki’ye verileceğini söyleyip tepki gösterirken “Bu nasıl marka kent? Dünyanın hiçbir yerinde böyle şeyler olmuyor” dedi.
Restorasyonlarda neo Osmanlıcılık kültürüyle hareket edildiğini de eleştirilerine ekledi.
Büyükşehir’in 700 milyon doları aşan borcu olduğunu, şirketleriyle birlikte bu borcun 800 milyon dolardı aştığını söyledi.
Bütün bunlar…
Anamuhalefet partisinin yerel yönetimlere yönelik ciddi eleştiri ve sorgulamaları olarak önemliydi.
Dahası…
Akdoğan’ın ilk kez bu denli sert muhalefet yapmasını da çok dikkat çekici bulduk.
Hatta…
Anamuhalefet partisinin sert üslubunu siyaseten yeni bir dönemin işareti olarak algıladığımız için daha da önemsedik.
Ama…
Son bölümde hedefi Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’den Başdanışmanı Semih Pala’ya çevirmesi şaşırtıcı oldu.
Hele…
Pala’nın geçen dönem kendi internet sitesinden yaptığı sert muhalefet ile bugünkü konumunu karşılaştırması ve “şimdi suspus olduğu” görüşünü yadırgadık.
Çünkü…
Bugün için “bilgisi ve deneyimiyle Bursa’nın ve Büyükşehir Belediyesi’nin yönetiminde şans” olduğunu düşündüğümüz Semih Pala’nın dün ne düşünüyorsa bugün de aynı şeyleri söylediğini bilenlerdeniz.
O nedenle…
Hedefin Altepe’den Pala’ya dönmesinde siyasi bir strateji olup olmadığını merak ettik.