Başbakanlık sistemiyle yönetilen Türkiye’de sistemin adı “Başkanlık” olunca ne değişecek?

Aslında… Tartışma rahmetli Turgut Özal döneminden beri zaman zaman gündeme geliyor. Geçen yıl da şöyle bir konuşulup geçilmişti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı “Yeni Anayasa yazımı sırasında Başkanlık sistemi de tartışılabilir” açıklamasıyla birlikte yeniden gündeme geldi.
Üstelik…
Bu kez daha da büyüyüp alevleneceği belli olan bir sürece girdiği görülüyor.
İzlediğimiz kadarıyla…
Erdoğan’ın tartışılmasını istemesinden sonra, “Başkanlık sisteminin Türkiye için uygun olmayacağı” görüşünü ortaya koyanların sayısı daha fazla.
Bu görüşte olanların kimi “padişahlığın geri geleceğini” düşünüyor, kimi “diktatoryal bir dönemin başlayacağı” kaygısını yaşıyor.
Bunları savunanlar “parlamenter sistem” ortak noktasında buluşuyorlar.
Acaba…
Bu sistem savunma mekanizması kurarken algıladığımız gibi rantabl çalışıyor mu?
Başlangıç olarak tartışmadığımız nokta şu:
Parlamenter sistem gereği siyasi partilerin önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çoğunluğu oluşturabilmeleri, sonra da iktidar olabilmeleri için halkın oyunun çoğunluğunu almaları gerekiyor.
Nitekim…
Sistem de bu eksenden yola çıkarak birbirini denetleme üzerine kurulmuş.
Halkın seçtiği yasama organı olarak TBMM var. Yasamanın içinden yürütme organı olarak hükümet çıkıyor. Hükümetin çalışmalarını siyasi yönden TBMM denetlerken, hukuki denetimi ise yargı yapıyor.
Sistemin omurgasını oluşturan kuvvetler ayrımı bu şekilde dağılıyor.
Oysa…
Türkiye’deki demokrasi ve siyasi işleyişe bakıldığında, birbirini denetlemeleri esasına dayanan kuvvetler ayrılığı ilkesinin biraz farklı çalıştığı görülüyor.
Örneğin…
Partinin milletvekili aday listelerini bizzat Başbakan hazırlıyor. Yani, yasamayı Başbakan seçiyor, halk da oyluyor. O yasamanın içinden bakanları yani hükümet üyelerini de Başbakan belirliyor.
Yine…
Başbakan’ın belirlediği Adalet Bakanı’nın yönetimindeki bir kurul, yürütmeyi hukuki olarak denetleyen yargı atamalarını yaparak sistemi şekillendiriyor.
Sonuçta…
Başbakan hem kimlerin milletvekili olacağını belirleyip yasamayı seçiyor, hem yasama içinden yürütme organı hükümeti oluşturuyor, hem de yargıyı şekillendiren kararları veriyor.
Bu tablo…
Türkiye’de parlamenter sistem olarak bilinen, ama Başbakanlık sistemi olarak yürüyen değişik bir sistem olduğunu gösteriyor.
Oysa…
Bu yetkilerin hiçbiri başkanlık sistemi içinde yok.
Gelinen noktada…
Kimileri tüm yetkilerin tek elde toplanacağı kaygısıyla Başkanlık sistemine karşı çıkıyor, ama zaten o yetkileri eline toplayıp çok rahat şekilde kullanan Başbakanlık sistemi yürüyor.