Bakan Çelik’ten termik yorumu: Bursalılar kabul etmezse olmaz!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’i farklı kılan pek çok özellik var. Bunlar arasında tabandan ve teşkilattan gelmesi en önemli ayrıcalığı.
Gerçi…
Son 3 yıldır AK Parti Şanlıurfa Milletvekili olarak parlamentoda, ama yetiştiği ve siyaset yaptığı kent olan Bursa’dan hiç kopmadı. Ailesinin yaşadığı ve evinin olduğu Bursa’ya her fırsatta geliyor.
Dahası…
Siyaseten Bursa ile doğrudan ilgisi olamasa bile, Bursa’nın konularını takip edip ilgilenmeyi ve bazı sorunların çözümü için aracılık etmeyi sürdürüyor.
Nitekim…
Bayramda geldiği Bursa’dan pazar akşamı Ankara’ya döndü. Dönmeden önce de Beşevler’deki evinin bahçesinde sohbet ettik.
Özellikle de…
Bursa’nın gündemindeki Demirtaş’a kurulmak istenen termik santralı konuştuk.
Yakın geçmişte…
Bursa Milletvekili olduğu AK Parti Grup Başkanvekilliği döneminde Kozağacı’na kurulmak istenen termik santralı yöre halkı istemediği için durduran siyasetçi olan Çelik, aynı tavrını sürdürüyor.
Yani…
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi elektrik ve buhar ihtiyacı için DOSAB yönetimi tarafından kurulmak istenen termik santral konusunda düşünce önceliğini halkın istemesine veriyor.
Söze…
“Ben çok işin içinde değilim. İlgili bakan abimiz, arkadaşlarımız var. Onlar doğrudan işin içinde”  diyerek başladı ve şunu söyledi:
“DOSAB bünyesinde böyle bir termik santral girişimi var. Henüz olgunlaşmış bir tablo olmadığını da bugün (dün) öğrenmiş bulunuyorum.”
Ardından…
“Burada şuna dikkat etmek gerekiyor” dedi ve konuya yaklaşımını şu sözlerle ortaya koydu:
“Türkiye’nin enerji ihtiyacı açık. Türkiye’nin çok ciddi şekilde kalkınması, büyümesi, gelişmesi, ihracatını daha da attırması; ister istemez üretim ve yatırımlarla doğru orantılı gitmek durumunda.”
Şunu ekledi:
“Enerji ihtiyacını karşılarken başvurduğumuz birçok alan var. Alternatif enerji kaynaklarının yanında doğadaki çaylar, dereler de dahil olmak üzere rüzgar enerjisi ve en önemlisi nükleer enerjiyle ilgili Türkiye yatırım kararlılığı içinde.”
Şunun altını çizdi:
“Eğer enerjiyle ilgili bir yatırım varsa, geneli itibarıyla olumlu karşılanır.”
Tam da bu noktada…
“Ama…” dedi ve şuna dikkat çekti:
“Şehir içine bir termik santral yapılmasının çevreye etki değerleri nedir, bunun iyi ölçülmesi gerekiyor. Bunlar ölçülmeden bir ruhsatlandırmanın olmayacağı kanaatindeyim.”
Şöyle devam etti:
“Çevre sorunu aşılırsa ve bu çevre sorunu aşıldıktan sonra sanayicilerimize üretimin maliyetlerinde ciddi katkı sağlayacaksa, ki büyük ihtimalle sağlar, olumlu görülebilir.”
Açık açık şunu söyledi:
“Orada kömür yakılacağı için, onun gerek atık ve gerek bacadan atıklarıyla ilgili çevrede bir olumsuzluk oluşacaksa, tabi bunu Bursalıların kabul etmesi mümkün değil.”
Üzerinde önemle durduğu nokta şu:
“Bunun gerçek tablosu bilimsel olarak ortaya konmalı ve büyük bir uzlaşı çerçevesinde ya reddedilmeli veya eğer kabul edilecekse yine o veriler çerçevesinde kabul edilmeli.”
Olmazsa olmaz şartı şu:
“Burada kurulacak termik santralın Bursalılar açısından olumsuz bir tablo arz etmediği şeklinde kamuoyunun bilgilendirilmesi ve ikna edilmesi gerekiyor.”
Israrla toplumsal kaygı boyutunun altını çizdi:
“Kamuoyunu ikna edecek bilimsel veriler ortaya konmalı. Konmuyorsa yapılmamalı bu santral. Ama eğer bunlarla ilgili samimi ve ciddi bir çalışma yapılıp kamuoyu ikna edilirse biz niye ucuz elektrik kullanmayalım. Aradığımız şey bu.”
Santralı kurmak isteyenlere de yol gösterdi:
“Bu termik santralı yapacak olanlar, yani DOSAB heyeti, gerçekten bilimsel olarak kamuoyunu bilgilendirecek, hem de bütün kesimleri bilgilendirecek ve bu bilgiler çerçevesinde bir ortak noktaya Bursalıları getirecek çalışma içerisinde olmalı. Olumsuz bir tablo çıkarsa zaten Bursalıların kabul etmesi mümkün olmaz.”
Son sözü de şu oldu:
“Çevre etki değerleri önemli. Çünkü başka Bursa yok, başka Türkiye yok. Onun için hakikaten dikkatli olmak gerekiyor.”