Zaten “zordan” yürütülen seçim çalışmalarının havası kaçtı, seçmenin de kriterleri değişti

Zaten… Coşkulu bir seçim kampanyası yoktu. Siyasi partiler de, adaylar da, parti teşkilatları/örgütleri de zorlama bir seçim havasında çalışıyorlardı.
Doğal olarak…
Seçmen de 1 Kasım’da yapılacak seçimi umursamayan bir tavır sergiliyordu.
İşte…
Bu zordan yürütülen seçim kampanyaları cumartesi günü Ankara’daki terör katliamıyla çok farklı bir havaya büründü.
Bir kere…
Siyasi partiler bir süreliğine de olsa seçim çalışmalarını durdurdular ve gündemi izlemekle yetiniyorlar.
Çünkü…
Ülkenin başkentinde yaşanan cumhuriyet tarihinin en büyük ve en kanlı terör saldırısından sonra kime ne anlatacaklar, kim neyi merak edecek?
Nitekim…
Hem siyasi parti kadrolarıyla, hem vatandaşlarla yaptığımız sohbetlerde şunu gördük: 1 Kasım’da yapılacak seçimin havası tümüyle kaçtı.
Yanı sıra…
Toplum içinde seçmen kriterlerinin değiştiğini de gözlemliyoruz.
Daha 10 gün önce siyasi partiler seçim beyannamesi adıyla seçim vaatlerini açıkladıklarında karşılaştırmalar yapılıyor ve siyasi sonuçlar çıkarılıyordu.
Üstelik…
Partilerin temsilcileri de halkın tavrına bakarak bu seçim beyannamelerinin etkilerini ölçmeye ve kendilerine göre bir sonuç çıkarmaya çalışıyorlardı.
Örneğin…
Bu seçim kampanyasında AK Parti’nin toplumla buluşma ve çalışma yükünü omuzladığını gözlemlediğimiz Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin’le geçen hafta sohbet ederken sahadaki izlenimini şöyle açıklamıştı:
“Seçim beyannamemiz ve vaatlerimizi vatandaşın benimseyip tuttuğunu ve ilginin arttığını gözlüyorum. Bu seçim için gittiğimiz yerlerde daha fazla ilgi görme nedenlerimizden birinin bu olduğunu düşünüyorum.”
Ne var ki…
Terörün bombası yalnızca siyasileri etkilemedi, seçmen kriterlerini de etkileyip değiştirdi. Cumartesiye kadar vaatler ve ekonomik hedefler üzerine yapılan değerlendirmelerin yerini terör aldı.
İnsanlar fotoğrafa bakarak siyasi kararlarını belirliyorlar. Siyasi anlamda ne kadar sağlıklı olabileceği elbette tartışılır, ama bugün için durum bu.