Bu kitapta bilinmeyenler var… Bursa’nın ipekçiliği meşhur, ama hangi ipekçilik meşhur?

KENAN YETİŞEN
KENAN YETİŞEN

Kenan Yetişen 40 yıldır tekstilin içinde olan bir kimya mühendisi. 32 yıldır da ipek üzerine araştırmalar yapıyor, teknik analiz içeren makaleler yapıyor.
Bilgi birikimi ve araştırmalarını önce İpek: Dut Yaprağından Kaftana adıyla kitaplaştırdı. Şimdi de ikinci kitabı İpekçilik Şehri Bursa’yı yayınladı.
Kitabını getirdiğinde Bursa ipekçiliği üzerine sohbet ederken ortaya bambaşka bir kırılma noktası çıktı.
“Bursa’nın ipekçiliği meşhur, ama hangi ipekçilik meşhur?” diye soran Yetişen şunu söyledi:
“17. yüzyıla kadar Avrupa ipekçiliği pek fazla tanımazken bizim burada Doğu’dan gelenle harmanlanıp işlenmiş ipek üretiliyordu. Bu da Avrupa’da çok revaçtaydı.”
Bu noktada…
“Bursa ipeği 17. yüzyıla kadar çok revaçtaydı” vurgusunu yapıp devam etti:
“17. yüzyılla birlikte Avrupa teknik olarak üretim ve kalitede bizi geçti. 1800’lü yıllara gelince de korkunç bir rekabet içine girdi.”
Şu nokta önemli:
“Avrupa’nın kendi içindeki rekabetin sonucu, tıpkı bugünkü otomotiv sektörü gibi, maddi açıdan rahatlamak için yeni yerler aramaya başladılar ve yerli ortaklar buldular.”
Şunu da ekledi:
“Kendileri adına üretim yapacak, kendi teknikleriyle modern flatür tesisleri kurdular, kaliteli koza ve ipek üretimini kontrol altına aldılar.”
İhracatın öncelikli kriteri olan bu durumun 1910’a kadar sürdüğünü anımsattıktan sonra ipekçiliğin geldiği noktaya işaret etti:
“Teknoloji ve pazar Avrupa’nın kontrolunda kaldı. Yerli kozalar ve mancınıklarla çekilen ipeklerse yalnızca halı sektöründe kaldı.”