İlk kez yapılacak ittifaklı seçimi Hüseyin Şahin yorumladı: Türkiye’nin demokratikleşmesine güçlü bir adım atıldı

HÜSEYİN ŞAHİN SEÇİM VE İTTİFAKLAR
HÜSEYİN ŞAHİN SEÇİM VE İTTİFAKLAR
HÜSEYİN ŞAHİN

Bu seçimin farklılıkları ve özellikleri var. Örneğin, ittifaklar konusu bunların başında geliyor. Türk seçmeni ilk kez ittifakları görerek oy kullanacak.
Belki de…
Seçimin en önemli farkı olan ittifaklar konusunu, aday adaylığı başvurusu yapmadığı için AK Parti Bursa Milletvekili unvanı pazar akşamı sona erecek olan Hüseyin Şahin’le konuştuk.
Deneyimli siyasetçi, üzerinde durulmayan farklı bir açıdan ittifakları ele aldı.
Öncelikle de şunu anımsattı:
“İttifaklar geçmişte de oluyordu, ama hülle yoluyla yapılıyordu. Örneğin 1991’de MÇP ile RP ittifak yaptılar, seçime RP listelerinden girdiler. Seçim sonrası MÇP milletvekilleri ayrılıp kendi gruplarını kurdular. 1995’te de ANAP-BBP ittifakı yine bu şekilde oldu.”
Ardından…
“Gelişmiş demokrasilerde bu durum kanunla düzenlenmiş” dedi ve önemli bir ayrıntının altını çizdi:
“Siyasi partiler ittifak yaparak seçime giriyorlar ve kendi gruplarını oluşturuyorlar. Bu yolla da Hazine’den yardım almayı hak ediyorlar. Oysa hülleyle kurulan 1991 ve 1995 ittifaklarında Hazine yardımı olmadı.”
Sonra da…
Mart ayında çıkarılan ittifak yasasını yorumladı:
“Aslında Türkiye’nin demokratikleşmesine güçlü bir adım attık. Hani çıkıp demokratikleşmeden uzaklaşılıyor, diktatoryal yapıya gidiliyor, tek adam rejimi oluyor Meclis bypass ediliyor, siyaset alan dışına itiliyor diyorlar ya… Bütün bu yaftalamalar boşa çıktı.”
Şuna dikkat çekti:
“Meclis güçlü olacak ve ittifak yapan partiler baraj sorunu yaşamadan Meclis’te temsil edilebilecekler. İşte AK Parti’nin demokratikleşmeye koyduğu en büyük katkılardan biri bu.”
Şöyle devam etti:
“En büyük kazanan Türkiye’nin demokrasisi, demokratikleşme yapısı. Tüm toplum katmanları Meclis’te temsil edilecek, çok seslilik olacak.”
Bu noktada…
“AK Parti bunu kendi rızası ve kendi oylarıyla yaptı” deyip şunu anımsattı:
“Bunları yaparken muhalefet bizi eleştirdi. Oysa açtığımız kanaldan, yüzde 10 barajını aşması mümkün olmayan küçük siyasi partiler ittifaklara katılarak Meclis’e girebilecekler.”
Şunu da ekledi:
“Seçimde uygulanan D’Hondt sisteminde oylar bölünerek sonuç elde ediliyor. Artan oylar da en büyük partiye yazılıyor. Demokratikleşmeye katkı uğruna böyle bir avantajımızdan vazgeçtik. Bu da bir fedakârlıktır.”