Arşivden çıkan gerçek: Dünyadaki güçlü liderler-güçlü yönetimler trendine uyumlu yeni sistemi Cavit Çağlar 25 yıl önce Türkiye’ye önerdi

CAVİT ÇAĞLAR VE CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN
CAVİT ÇAĞLAR VE CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN VE CAVİT ÇAĞLAR

Pazartesi günü… Televizyon başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önce TBMM Genel Kurulu’ndaki yemin törenini, sonra da Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen göreve başlama törenini izlerken yeni bir dönemin başlangıcına tanıklık etmiş olduk.
Bir yandan da…
İki tören boyunca, Türkiye’nin yeni bir yönetim sistemine duyulan gereksinim olarak Olay okuyucularına aktardığımız düşünceler gözümüzün önünden geldi geçti.
O düşünceler…
Bir dönem Türkiye’nin en etkili siyasetçileri arasında yer alan, DYP-SHP koalisyonunda dönemin Başbakan’ı rahmetli Süleyman Demirel’e en yakın isim olarak hükümetin 2 numarası kabul edilen Cavit Çağlar’a ait.
Daha açık söylemek gerekirse…
Törenler süresince, Çağlar’ın geçmiş yıllarda bugünkü yönetim sistemini anlatan siyasi önerilerini anımsadık.
Örneğin…
Eylül 1991’de, henüz DYP Bursa Milletvekili ve Genel İdare Kurulu Üyesi iken seçime gidilen süreçte yaptığımız söyleşide “İktidara yürüyen bir parti, iktidar programında acaba ilk iş olarak neleri düşünüyor?” sorumuza Çağlar şu cevabı vermişti:
“21 Ekim günü ilk işimiz Anayasa’yı değiştirip halkın Cumhurbaşkanı’nı seçmesini sağlamak olacaktır.”
Ardından…
Ekim 1994’te, İstanbul’da yapılan ve Marmara Grubu’nun düzenlediği geleneksel Taksim Toplantıları’nda izlediğimiz Çağlar’ın konuşmasında Türkiye’de ilk kez ortaya koyduğu önerileri aktarmıştık:
Seçimlerin 4 yılda bir yapılmasını… Bu seçimin milletvekili, il genel meclisi, belediye başkanı ve belediye meclisini kapsayacak şekilde tek bir seçim olmasını…
Seçilebilme yaşanın Anayasa değişikliğiyle 25’e indirilmesini…
Bir dönem sonra Amerika’da olduğu gibi Başkanlık sistemine geçilmesini… Bu sistemle bakanların parlamento dışından atanabilmesine imkan sağlanmasını…
32 olan bakan sayısının 25’e indirilmesini… Bakan yardımcılığının getirilmesini…
Sonrasında…
“Türkiye’nin 7-8 yıl içinde en çok üç partili sisteme geçeceği” öngörüsüyle birlikte Başkanlık önerisini yenileyip “Bakanlar parlamento dışından olursa milletvekillerinin ve teşkilatların siyasi baskısından kurtulurlar, her yere ihtiyacı olan işit hizmet için daha aktif çalışırlar” dediğini de Aralık 1995’te yine Olay okurlarına duyurduk.
İşte…
Çağlar’ın çeyrek asır önce dile getirip önerdiği sisteme Türkiye pazartesi günü geçti.
Dünyada güçlü lider ve güçlü yönetim trendlerinin yaşandığı bir süreçteyiz. O bakımdan, atılan adımları da daha güzel yarınlar için umut kabul etmek gerek.
O adımlar iyi sonuç verirse hepimiz rahat ederiz.