Siyasetin yol haritası değişince yeniden dizayn süreci başladı!

Şöyle bir anımsayalım… Daha iki hafta öncesine kadar yeni anayasa ile birlikte başkanlık sistemi için hazırlıklar vardı.
Dolayısıyla…
Türkiye’nin siyasi yol haritası da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu yeni süreçte Devlet Başkanı seçileceği beklentisine göre şekilleniyordu.
Daha açık söylemek gerekirse…
En güçlü aday kabul edilen Erdoğan’ın 2014 Ağustos’unda Devlet Başkanı olmasından sonra arkasında bırakacağı partinin nasıl şekilleneceği üzerine tahminler yapılıyordu.
Bu sistemde başbakan olmayacağı için parti yönetiminin teslim edileceği kadro beklentisine yönelik spekülasyonlar sık sık gündeme geliyordu.
Ne var ki…
Son 15 günde siyasetin yol haritasının değiştiği gözleniyor.
Bu da…
AK Parti sözcülerinin “Yeni anayasada uzlaşma sağlanamadığı için başkanlık sisteminin gündemden çıktığı” açıklamalarıyla kamuoyuna yansıdı.
Böylece…
Siyasetin yakın geleceğine ilişkin yeni yol haritasının fotoğrafı da ortaya çıkmaya başladı.
O görüntü…
Ağustos 2014’te Çankaya Köşkü için cumhurbaşkanı seçileceğini gösteriyor. Hem de partili cumhurbaşkanı seçilecek ve bu isim de muhtemelen AK Parti Genel Başkanlığı ve milletvekilliği görevini üç dönem ile sınırlayan Recep Tayyip Erdoğan olacak.
Bu da…
İki hafta öncesindeki beklentinin aksine, başbakanlı sistemin de devam edeceği anlamına geliyor.
Gerçi…
Yeni cumhurbaşkanı ilk kez halk oyuyla seçileceği için kendiliğinden yarı başkanlık süreci başlayacak ama bugün için alışılmış idari yapı devam etmiş olacak.
Görünen o ki..
Erdoğan’ın siyasi yasaklı olduğu 2002 seçimleri sonrasında ilk AK Parti hükümetinin başbakanı olarak görev üstlenen Abdullah Gül’ün yeniden başbakan olarak sorumluluk alabileceği beklentileri güçleniyor.
Bir anlamda…
Rusya’da Putin-Medvedev arasında yaşanan Devlet Başkanı-Başbakan rotasyonunun benzeri yaşanacak.
Nitekim…
İlk günden beri parti teşkilatına her şeyden fazla önem veren Başbakan Erdoğan’ın son dönemde bu duyarlılığını daha da arttırması, yeni bir süreç başlarken partideki safları sıkılaştırma ve arkasında çok sağlam bir teşkilat bırakma isteği olarak algılanıyor.
İzlenimimiz o ki…
Yeni süreçle ilgili olarak Erdoğan’ın kafasında “AK Parti’nin gücünü kullanan ama ilk tehlikede uzaklaşabilecekler yerine her şeyiyle AK Parti’ye bağlı kadrolar oluşturmak” ve arkasında böyle bir teşkilat yapısı bırakmak arzusu var.
Böyle bir fotoğrafa bakarak “vitrin kadroları yerine partiye bağlı teşkilat dizaynı arayışı” yorumu yapmak da mümkün.